Tamemen Kişisel

Mısır püskülü. Kağıt bardakta içilen bir tebessüm. Hiç gelmemiş yağmur devri.

11 Mart 2010 Perşembe

son defa tut elimi

ayrılık uçurumunun kıyısına oturmuş iki küçük kırmızı kalbin birbirlerinden isteyecekleri belki de son umuttur..

yıpranışların, haykırışların, ağlayan duaların gölgesinde yürünülen çıkmaz yolda tatlı tatlı soğuk bir rüzgar eser. insanın özüne bir melek dokunur, titrer.. bakışların dipsiz kuyulara döndüğü bir alemdir..

- ve şimdi buradayız.. ne tutunabileceğim saçların var koynumda, ne de dudaklarından dökülecek o eski inciler
- biz burada değiliz... belki karşıki dağların ardında, belki bulutların üstündeyiz...burada sen ve ben varız

sebep olur... tane tane kar yağar buzdan acılar içinde gözlerden.. bitip tükenmiş ruhların defterleri dürülmeye başlanır

- ya bu ben değilsem.. yılgın tebessümlerime mi inat herşey..sonuca secde etmek miydi onca olanlar
- geçen zamanın acısına sabır derler.. sen bu olmasaydın... titremezdi kalbim boşluğuna

kurur... dudak kurur.. boğaz kurur... soğuk keser dilleri...imkansızlığın avuçları içine damlar anılar bir bir...

- ben sanırım üşüyorum...bu inen perde mi...
- durma sakın...son defa tut elimi..

o sıcaklıktır ki hayat için hala bir tutunma noktasıdır... huzur dolu bir kıvranıştır... sözlerin eşliğinde boşanır oturulan toprak hiçliğe... uçurumun çektiği hikayeler yankı bulur son defa o sozlerde...sert bir ses indirir gerçek perdeyi...zalimce...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder